11 Eylül 2011

Evde sakin bir gün...



Tarçınlı, karanfilli çayımı demledim bilgisayarımın başına oturdum… Bütün yaz dolandığım için evde olmaktan çok keyifliydim… Artık sessiz sakin evde oturup rahatça yazı yazabilecektim… Biraz facebook’ta oyalanayım derken kapı çaldı… Açtım postacı… Banka kredi kartımı yenilemiş kimliğimi görecekmiş, kartı verecekmiş… Bekletmemek için bir telaş kimliğimi aradım, postacıya gösterdim, gerekli yerleri imzaladım… Kartımı aldım… Postacıya acaba bahşiş vermek gerekir mi diye düşünürken adam asansöre binip gitti…

Demlenmiş çayımı bardağa döktüm bilgisayarımın başına döndüm… Yazı yazacağım word dosyasını açtım tekrar kapı çaldı… Açtım… Karşımda apartman görevlimiz Emine… Apartmanın ortak kullandığı merdiven ortalarda yokmuş acaba ben mi almışım… Yok dedim… Bende değil… Bütün katları dolaşıp arıyormuş… Kuşkucu bir çift gözle bana bakıyor… Ben daha yeni geldim… Nerede kullanıcam ki dedim… Neyse ikna oldu ki… Gitti…

Yerime döndüm… Çayımı yudumladım… Uzaklara daldım… Tekrar kapı çaldı… Açtım… Abla merdiveni bulamadık… Yenisi için para topluyoruz bir de kilit alıcaz dedi… Peki dedim… Açtım cüzdanı para verdim… Tam oturdum telefon… Annem… Kızım hoş geldin… Özledim seni… Evde de sıkıldım hadi buluşalım dedi… Bugün yazı yazıcam yarın olur mu dedim… Biraz da sohbetten sonra telefonu kapadık…

Arada kapı yeniden çalıyor… Bu sefer Emine merdiven ve kilidimiz alınmış karşımda duruyor… Eski merdiven benim katta duruyordu… Bu merdiveni de benim kata koyup asansör boşluğundaki boruya kilitlemeye karar vermişler… Fısır fısır şifreyi de söyledi… Bir yandan da düşünüyorum… Ben yedinci kattayım… Kim yedinci kata çıkıp merdiven alıp gider ki… Çok anlamsız geldi… Haydi hayırlısı dedim…

Yerime oturdum ama kafam hafiften bulanmaya başladı… Gökyüzünü ve bulutları seyretmeye başladım… İnternette biraz gazete okudum… Tam yazıma dönüyordum tekrar kapı çaldı… Açtım… Kablolu yayından gelmişler… Şimdi ayda 7.5 liraya 40 kanal varmış 9 lira verirsem 100 kanal olacakmış… İstemiyorum dedim… Görevli galiba anlamadınız bayan dedi… 1.5 lira fazla verin 100 kanal izleyeceksiniz… Yok istemiyorum dedim… Adamı yolladım…

Yerime döndüm çayımı yudumladım… Kablolu yayınlar sayfasına girdim acaba evet mi deseydim diye hafif bir pişmanlık nöbeti geçirirken tekrar kapı çaldı… Direk kapıyı açtım karşımda Emine… Kayıp merdiveni katlardan birinde bulmuşlar… Bana onun müjdesini vermeye gelmiş… Çok sevindim… Çok sevindim diyerek onu yolladım…

Arkasından annem tekrar aradı işin bitti mi… Ben çok sıkıldım bugün evde durmaktan haydi beraber dışarı çıkalım dedi… Baktım olacak gibi değil ben seni birkaç saat sonra ararım dedim…

Bir bardak daha çay koydum… Oturdum… Word dosyamı açtım… Bembeyaz bana bakıyor… Uzun uzun bakıştık… Acaba ne yazsam derken tekrar kapı çaldı… Asansörcü… Bakım zamanı gelmiş… Benim katta hiç takılıyor mu, gürültü yapıyor mu diye sormaya gelmiş… Yok her şey yolunda deyip içeri girip oturana kadar tekrar kapı çaldı…

Artık otomatik kapıyı açıyorum… Karşımda bir sürü torba taşıyan bir çocuk… Asansörde bakımda yedi kat çıkmış kan ter içinde… Siparişlerinizi getirdim diyor… İyi de ben bir şey istemedim ki diyorum… Yok yok diyor… İstediniz … Marketi arıyoruz… Yanlış apartmana geldiğine ikna olup gidiyor neyseki…

Kapıyı kapatıyorum… İçeri giriyorum… Direk annemi arıyorum… Haydi diyorum… Bugün sokak beni çağırıyor belli oldu diyorum… Giyiniyorum annemle buluşuyoruz…

Bu yazıyı ne zaman mı yazıyorum??? O sessiz sakin günden birkaç gün sonra anca kafamı toparlayıp yazabiliyorum…

Neye niyet neye kısmet dedikleri bu olsa gerek…

Sağlıcakla,

2 yorum: