7 Eylül 2012

Bedenimi Seviyorum… Mu Acaba?

Geçen gün kızlarla toplaşıp Ortaköy’deki House Cafe’ye gitmeye karar verdik. Mekan deniz kenarında olduğundan tatlı tatlı esiyordu. Biz de hem esintinin tadını çıkarmaya hem de vişneli-çikolatalı dondurmalarımızı yemeye başladık. Yanımızdan geçen tekneleri seyrederken de günün konusu belli oldu.

İki çocuk doğurmuş arkadaşım sarkık göbeği ve göğüslerinden başladı konuşmaya, kalçalarının genişliğinden devam etti, yüzündeki kırışıklarla jübilesini yaptı. Arkasından da çok iyi bir estetik uzmanın telefonunu aldığını ve yakında ufak tefek operasyonlar geçireceğinin ilk ipuçlarını vermeye başladı.

Ben diğer arkadaşların “aaaa neden böyle bir şeye ihtiyaç duyuyorsun” diye cevap vermesini beklerken bir tanesi “aman telefonu bana da ver, ben de gözaltı torbalarımı yaptırıcam” diye soloya katıldı.

Ve böyle paslaşa paslaşa herkes vücudunda sevmediği yerleri teker teker dökmeye başladı. Ne gözaltı morluğumuz kaldı, ne bacaklardaki çarpıklıklar, ne fazla kilolar, ne de gerdan kırışıklıkları. Derken birden kafamın tası atıverdi “yaaa arkadaşlar hepiniz güzel bakımlı kadınlarsınız ne oldu size böyle? Saçmalıyor olabilir misiniz acaba?” diye devreye girdim…

Benim çıkışım onları bir parça geri püskürtmüş olacak ki “ya aslında bedenimizi seviyoruz da” diye başlayan cümleler gelmeye başladı. Arkasından “Anette sen hiç TV seyretmiyorsun galiba, bak oradaki kadınlara hepsi manken gibi bizim neyimiz eksik biz de öyle olmak istiyoruz, genç olmak istiyoruz, güzel olmak istiyoruz, kusursuz olmak istiyoruz, kocalarımız bize hayran kalsın istiyoruz” diye içlerini dökmeye devam ettiler.

Bütün bu tiratlardan sonra ben onları kendi yanıma çekecekken onlar beni kendi yanlarına çektiler. Ve kendimi “arkadaşım şu doktorun numarasını bana da versen de ben de bir gözüksem” derken buluverdim. Yani sonuçta bende beğenilmek isteyen bir kadınım dimi ama?

Böylelikle bedenlerimizi seven (???) biz kadınlar ellerimize kağıt kalem alıp oramızı mı düzelttirsek, buramızı mı botokslatsak derken bulduk kendimizi. Ah şu gazetelerdeki fotoshop’lu görüntülerin gözü kör olsun. Bizi ne halleri soktu…

Üstelik eskiden sadece kadınlara ait olan bu kendini beğendirme ve mükemmel gözükme telaşı yavaş yavaş erkekleri de girdabına çekmeye başladı. Yani anlayacağınız artık hiçbirimize rahat huzur yok. Kimselere kendini beğenme şansı verilmiyor. Koyuyorlar önümüze örnek modelleri “işte hedef bu böyle olacaksınız” diye gözümüze sokuyorlar. Hadi diyelim ki ben bu durumu aştım. Ya partnerim? Ya o beni beğenmeyecek korkusu? Ya yolda yürürken erkekler bana bakmayacaklar, beğenilmeyeceğim korkusu…

Eh bütün bu duygu ve düşünceler içimize iyice ekildiğine göre kadın-erkek demeden estetik operasyonların artacağı bir on yıla giriyormuşuz gibi geliyor. Siz ne dersiniz?

Not: Fotoshop’lanmadan karşıma çıkmayın sakın dermişim J

Sağlıcakla,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder