29 Kasım 2012

28 Kasım 2012 Yay-İkizler Ekseninde DOLUNAY & Ay Tutulması – GENEL ETKİLER Şimdiye Kadar Okuduğum En İyi Ay Tutulması Yazısı...

Quantcast




15 Kasım’da gerçekleşen Yeni AY’dan beri kimsenin hayatı pek sakin ve sade geçmedi! Yokuş aşağı inen bir kızağa binmişcesine hızlandığını hissediyoruz yaşamımızdaki gelişmelerin… Birçoğumuzun yüreği ağzında :) Ama bu kızağa binip binmemek artık seçim olmaktan çıkmıştı Dostlar. Bu aralar olan herşey, geldiğini aylardır haber vererek bizi hazırlamaya çalışan büyük değişimin, doğal sonucuydu. Bizler, hayatımızın üzerine oturduğunu sandığımız bazı zeminlerin – yerleştiğimiz evler, sosyal konumlar, ekonomik ilişkiler, duygusal bağlar – bir kızak kadar kaygan ve tehlikeli olduğunu yeni farkettik!!! Ne zamandır ”bir terslik var ama ellemeye korkuyorum” dediğimiz her meselenin- altındaki su boruları patlamaya, sigorta panelleri kendini iptal etmeye, damlar akmaya başladı. Yaşamımızın geri kalanında almamız gereken mesafeleri desteklemeyecek olan hiç bir yapı, hiçbir sığınak, hiç bir bağlantı, ayakta kalmıyor… Buna düşünce sistemlerimiz ve davranış modellerimiz de dahil! HATTA … hayatımızdaki maddi ve manevi bileşenlerin niteliği ve onlarla kurduğumuz ilişki, aslında bizim düşünce sistemimiz ve davranış modellerimizin bir yansıması olduğuna göre, asıl değişmesi gereken … galiba BİZİZ!

Gelelim 28 Kasım 2012 günü, Güneş Yay Burcunda seyrine devam ederken, İkizler Burcunda meydana gelecek olan DOLUNAY ve Ay Tutulmasına… Ay-Lilith kavuşumu, Satürn Venüs Kavuşumu, Mars Pluto Kavuşumu, Uranüs Güneş üçgen açısı, Chiron Satürn üçgen açısı, Uranüs ve Ay’ın Satürn Venüs kavuşumuna yaptıkları YOD,  ve hatta Mars Pluto kavuşumu ile Satürn Venüs Kavuşumunun, Ay-Lilith ikilisine yaptıkları karşı YOD gibi ”Yıldız Gözlemcisi’nin Bayramı” cinsinden görünümler var gökkubede…  Bunların her biri ayrı bir yazı eder ya, gelin biz burada onlara tek tek girmeyelim :) Ancak belli ki, bu aralar gerçekleşen olayların vesile olacağı dönüşümler, oldukça uzun vadeli etkiler yaratacak hayatımızda. Hayatımızın geri kalanı ile ne yapmak istediğimizi belirleyeceğimiz bir eşikten geçmekteyiz!

Bu eşiği en hayırlı şekilde geçmek adına nelere dikkat etmemiz gerektiğini çözümlemek için, gelin Dolunay ve Ay Tutulmasının bize verdiği ana mesajı  gözden geçirelim;

Dolunay tırmanan enerjilerin vardığı zirvedir. Ay Tutulması ise, bir hengamenin orta yerinde elektriklerin kesilmesi gibi birşeydir!

İnsan kendini Güneş zanneder! Oysa aslında Yaratan’dan aldığı ışığı yansıtan bir AY’dır. Gökteki AY ise, kristalin üstüne düşen gölge gibidir! Biz AY’ın getirdiği yansımalara kapılır, manilpule olur, kendi odağımızdan çıkar, ve onun değişen ritimleri ile dünya hayatı içinde seyre dalarız. Ay’ın oluşturduğu zanları, kendi duygu ve düşüncelerimiz zanneder, gerçekte AY’ın biz olduğumuzu ve ışığımızı merkezden aldığımızı ise unutur gideriz! Sonra birden AY tutulur… yani elektrikler kesilir :) Birden nasıl hissetmemiz gerektiği hakkındaki referanslar yok olur… etrafımızı göremez duyamaz koklayamaz bir hale geliriz… İşte öyle zamanlar, insanların iki safa ayrıldıkları zamanlardır…

Nasıl mı? Elektrik kesilmesi örneğinden devam edelim; Kimileri ”Ayyy elektrik gittiii!” … ”Ay etrafımı göremiyorum… Şimdi birşeye takılıp düşücem! Çabuk biri bir mum bulsun!” … ”Anneee gelseneeeee… ışık gitti korkuyorummm!” … ”Banyonun ışığını kim kapattı leyynn!!” diye bağırırken, bir aklı selim sahibi, eliyle koymuş gibi bulduğu mumu sakince yakar ve ortalığa yeniden huzur ve düzeni getirir. Mum ışığının dingin, derin ve insanı kendine yaklaştıran bir yanı vardır. Dikkati dağıtmaz … ışığın odaklanmak istenilen yere yoğunlaşmasını sağlar. Bizi de, duyularımızı keskin tutmaya ve özenle davranmaya teşvik eder…

İşte Ay Tutulmaları da böyle bir kaos illüzyonu oluştururlar hayatımızda! Dolunay’ın getirdiği zirve hissinin tam orta yerinde elektrik kesilince, kimileri panik olur ne yapacağını şaşırır iyice, bastırdığı, gözlerden sakladığı ürkek, beceriksiz yanlar, korkular, arzular ortaya çıkar, yani kendiyle yüzleşir. Kimileri ise, karanlıkta bir mum yakmaya odaklanır ve kendini bulur…

Karmaşadan, karanlıktan, yıkımdan, değişimden korkmayın Dostlar! Rabbin eliyle gelen herşey, hayra vesiledir. Olana direnmek yerine, olayların içinde kendi bütünlüğümüzü korumaya ve yön bulmaya odaklanmak, bizi hiç ummadığımız kadar aydınlık bir ufka doğru götürebilir … Hayal ettiklerimiz olduğunda mutlu olacağımızı zannederiz. Bu nedenle hayal edemediğimiz hayırlı ve güzel yarınlara sırtımızı dönüp geçmişimizle kavga ederek geçiririz zamanımızı ve hep gelecekte yine tam istediğimiz gibi birşeyler olup olmayacağını bilmek, yani aslında ” kendi anlayışımız çerçevesinde güvende” olduğumuzun garantisini almak isteriz. Oysa hayat bir ova değil, bir denizdir…

Dolun halindeki Ay, Ay Tutulmasının hemen ardından Lilith ile  yani kendi gölgesiyle kavuşacak bu defa… Umulmadık şeyler, Uranüs’ün düz bir denizi dalgalandıran ani fırça darbeleridir. Umulmayan fırtınalar çıktığında gölgesini görmezden gelenler gafil avlanırlar. Gölgesini bilen ve yönetenler ise, geminin dümenini ellerinde tutup, kara görünene kadar gerekeni yapmaya devam ederler.

Gölgemizi iyi tanıyan ve hayatımızın geri kalanında, onun bizi içine çektiği kaoslar yerine ufka gözünü dikerek çıkış yolunu bulan kaptanlar olmamız dileğiyle :)

Bu yazının devamı da olacak… Bir sonraki yazıyla, Dolunay’ın BURÇ ve Yükselen BURÇ’a göre etkilerini aktaracağım. Ama şimdi müzik… Hayatınızın geri kalanıyla ne yapmak istediğinizi Frank Sinatra da merak ediyor :) – Michel Legrand‘ın Cherbourg Şemsiyeleri filmi için bestelediği unutulmaz parça ”What R U doing the rest of your life?”

http://junoastrology.com/2012/11/25/28-kasim-2012-yay-ikizler-ekseninde-dolunay-ay-tutulmasi-genel-etkiler/

1 yorum:

  1. Teşekkür ederim :) her astroloji yazarının duymak isteyeceği bir övgü ... sizden gelmesi daha da güzel - Sevgilerimle, JUNO

    YanıtlaSil