12 Ocak 2012

Ben bir güçlüğü, yumuşak ve işe biraz da mizah katarak karşılamayı öğrendim; böylece yoğunlaşma durumumu koruyabiliyor ve saldırgan enerjileri yeni uyum biçimlerine dönüştürebiliyorum

İLERLEMEK... Aikido’ dan öğrendiğim iki ders var:

1- yoğunlaşma ve bu durumu korumak;

2- çatışmalardan, darbelere karşılık vermekten ve beklenmedik saldırılardan korkmamak.


Benim duraksadığımı ya da geriye çekildiğimi gören öğretmenlerim. “ Hep ileriye...” diye beni uyarıyorlardı. Her şey birbirine bağlı. Fiziksel egzersiz yaparken çoğumuz günlük yaşantımızda... karşılaştığımız durumlarla yüz yüze geliyoruz. Arkadaşlarımdan biri koşucu ve onun güçlü kişiliği, çalışkanlığı ve dayanıklılığı beni çok etkiliyor, zaten tepe yerlerde 40 km’den fazla bir mesafeyi koşabilmesini sağlayan da bu özellikleri.


 Ben bir güçlüğü, yumuşak ve işe biraz da mizah katarak karşılamayı öğrendim; böylece yoğunlaşma durumumu koruyabiliyor ve saldırgan enerjileri yeni uyum biçimlerine dönüştürebiliyorum. Pek çok kişinin de aynı şeyi yapması gerektiğini görüyorum. Bilinmeyen karşısında geri çekilmemeyi, cesaretle ilerlemeyi ve değişimi kişisel gelişme sürecinin bir parçası olarak kabul etmeyi öğrenmemiz gerekiyor. Daha büyük bir vizyon geliştirerek ve kendimizi güçlendirerek yeni modeller oluşturabiliriz, hatta bunlar öncekilerden daha iyi de olabilir.


 Çinliler ’kriz’  sözcüğünü iki karakter ile yazarlar; bunlardan biri ‘tehlike’, diğeri ise, ‘fırsat ‘ anlamına gelir. En iyi öğrendiğimiz zaman, güçlüklerle karşı karşıya geldiğimiz zamandır; böylelikle daha önce sahip olduğumuzu bilmediğimiz güçlü yönlerimiz ortaya çıkar. Depremler, su baskınları gibi felaketler ile çeşitli krizler, sıradan insanları birer kahramana dönüştürebilir ve bir toplumu birleştirebilir. Güçlükler kaynaklarımızı harekete geçirir, daha bilinçli olmamızı sağlar, duyularımızı daha keskinleştirir. Güçlükleri kendi yararımıza kullanabiliriz. Vizyonumuz ile insanlara yeniden güvence verebilir, onlara bu güçlüğün daha öncekilerle ilişkisini ve yeni fırsatları gösterebiliriz.  Yaşam bir nehir gibi akar ve en bilge kişiler suya benzer; akışkan ama sonsuz derecede güçlüdürler; hedeflerine ulaşabilir, engelleri aşabilirler, tıpkı bir nehrin sağlam bir kayayı aşıp geçtiği gibi. Yaşadığımız her deneyim bizi değiştirir, biz de dokunduğumuz her şeyi değiştiririz. Yaşamın akışı hiçbir zaman aynı değildir.


Yaşamak gelişmektir; gelişmek ise değişmek, değişmek de sonsuza kadar yeniden yaratmaktır. Kişiliğimiz güçlendikçe, bilinmeyenle yüzleşmemiz ve yeni fırsatlar yaratmamızda kolaylaşacaktır.


(Diana Dreher

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder