2 Ocak 2012

Işığı Yanan Evler...

Tıp fakültesini yeni bitirmiş, pratisyen hekim olarak ilk görev yaptigim yere, Konya'ya bagli bir beldenin saglik ocağına gitmiştim. Gençtim, bekârdim. Küçük bir beldeydi gittiğim yer. İlk gece bir eve misafir olmustum. Tren istasyonunun hemen yanında bir evdi. Akşam yemeğinden sonra çaylarimiz gelmiş, sohbetler edilmişti. Üzerimde yol yorgunluğu, geldiğim yeni yerin yabancılığı vardı.

Saatler ilerliyor, ağır bir uyku beni içine çekiyordu. Ev sahibine bir şey de diyemiyordum. Bir müddet daha geçti; yine bir hareket yoktu. Evin büyüğü olan Hacıanneye sıkılarak: "Anneciğim, sizin buralarda kaçta yatılıyor?" dedim. Hacıanne: "Evlâdım treni bekliyoruz. Az sonra tren gelecek, onu bekliyoruz" dedi.

Merak ettim, tekrar sordum: "Trenden sizin bir yakınınız mı inecek ?" Hacıanne: "Hayır evlâdim, beklediğimiz trende bir tanıdığımız yok. Ancak burası uzak bir yer. Trenden buraların yabancısı birileri inebilir. Bu saatte, yakınlarda, ışığı yanan bir ev bulmazsa, sokakta kalır.

Buraların yabancısı biri geldiğinde, "Işığı yanan bir ev" bulsun diye bekliyoruz."

1 yorum:

  1. Veliler Yeryüzünde Kendini kaybetmişlere ışık olmak için beklerler,"O"nların Dünyada kalmalarını gerektiren sebeplerden biride budur!!

    YanıtlaSil