22 Şubat 2013

Detoks Nedir? Ne İşe YARAR? Nerde Yaptırabilirsiniz? Kim İyi Yapar?Bölüm 1




Mirey Yuhay
The LifeCo Bodrum Detoks Merkezi
Detoks Uzmanı ve Program Yöneticisi
mirey.yuhay@thelifeco.com
(532) 793 89 73


Herkesin ağzında bir DETOKS lafıdır gidiyor. Ancak, çok az kişi gerçekten detoksun ne olduğunu, nasıl yaşandığını ve etkilerini biliyor. Aslında bu bizim modern toplumumuz için çok yeni birşey. Dolayısıyla şüpheyle, soru işaretiyle ve tedirginlikle karşılanması çok normal. Çünkü ilk defa yapacağınız bir uygulama. Nasıl bir etki yaratacağını bilmiyorsunuz. Öncelikle kendim başta olmak üzere her zaman yeni birşeyi denemekte çok korkak davranmışımdır. Fakat alıştıktan sonra en uçlara giden de benimdir. Bu yüzden ilk önce sizlere hem kendim detoks ile nasıl tanıştığımı, detoksun ne olduğunu ve detoks sonrasında nelerin değiştiğini paylaşacağım yaşanmış deneyimlerin sonuçları olarak. Bilimsel bilgileri her yerde okuyabilirsiniz. Ben kendi hissiyatımla aktarmak istiyorum size konuyu.

Benim detoks ile tanışmam çok yüksek kilolara çıkmamla başladı. Hayatımda ilk defa 100 kilonun üzerine çıkmıştım. Ayaklarım artık vücudumu taşımıyor, rahat nefes alamıyordum ve çok mutsuzdum. İşimden ayrılmıştım. Son 5-6 senedir quantum fizik, nefes, koçluk, biyo enerji gibi konularda çalışmalarım da olmuştu ve bunlarla ilgili bir iş yapmak istiyordum. Fakat bir yandan da biraz soyut geliyordu. Daha somut elle tutulur gözle görülür sonuçları olan birşey olsa dedim ve evren tam istediğim şeyi bana getirdi: DETOKS.

İlk detoksumu Kasım 2006’da The LifeCo Bodrum’da 8 gün olarak yaptım. 5 kg verdim. Ardından 3 hafta Florida'da "Hippocrates Health Institute " adlı çok ünlü (özellikle doğal yöntemlerle kanseri iyileştiren) bir merkezde ‘Hayat Değişimi Programına’ katıldım. Burada sağlıklı, dinç ve enerjik olmak için uygulanması gerekenleri hem deneyimlediğim, hem de eğitimini aldığım bir süreç yaşadım. 10 kg verdim. Tekrar bir detoks daha yaptım 5 kg daha verdim. Arada geçen ve sonrasındaki sürede de beslenme biçimimi değiştirerek 30 kilo daha verdim ve toplamda 50 kg vererek Bodrum’daki LifeCo Detoks Merkezi’nde Program Yöneticisi olarak tecrübelerimi ve bilgimi paylaşmaya başladım.

Peki nedir detoks?
Her ne kadar detoks yardımıyla verilen kilolardan bahsetsem de farkındaysanız verilen 50 kilonun sadece 10’un detoks ile verdim. Sonrasında yeme biçiminizi değiştirmediğiniz sürece asla formda kalamazsınız veya kilo vermeye devam edemezsiniz. Hangi yöntemle kilo vermiş olursanız olun hiç fark etmez. Dolayısıyla detoks bir kilo verme programı değil. Ancak, her ne vesileyle olursa olsun detoks ile tanıştıktan sonra kilo vermenin yanı sıra ne kadar derin faydaları olduğunu anlayacaksınız.

Detoks vücudu toksinlerden arındırmaktır. Bu sayede vücut hücre, doku ve organlara bakım onarım yapmaya ve kendini yenilemeye başlar.
Detoks bir hastalık tedavisi değildir. Ancak, vücuttaki gereksiz atıklar temizlendiğinde genel bir iyileşme hali yaşanır. Detoksta amaç hastalıklar oluşmadan kişiyi daha sağlıklı noktalara taşıyabilmektir.

The LifeCo Bodrum Detoks Merkezi Program Yöneticisi Mirey Yuhay, detoksla vücuttan atılan toksinlerin nereden alındığını, vücudun neden detoksa ihtiyaç duyduğunu ve detokstan sonra neler olacağını anlatıyor:

Toksinleri nereden alırız?

1- HAVA
Dışarı çıkarsınız soluduğunuz hava kirlidir, egsoza boğulmuştur. Ve dahası tüm dünyada oksijen oranı azalmıştır. Detoks en çok beslenme ile birlikte konuşulur. Halbuki yiyeceklerden önceki en önemli 3 gıdamız IŞIK (Güneş) - HAVA (oksijen, nefes) ve SU’dur. Biliyorsunuz güneş olmayan ülkelerde depresyon ve intihar oranı daha yüksektir. Havasız (nefessiz) sadece birkaç dakika yaşayabiliriz.

2- SU

Vücudumuzun %75’i sudur. Bu oranı da bu seviyede tutmamız gerekir. Genelde su yerine maalesef çay, kahve, asitli içecekler tüketiyoruz ve vücudumuz su kaybediyor. Yeterince su tüketmeyince vücuttan atılması gerekenler atılamıyor, içimizde kuruyup kalıyor. Aynen uzun süre yıkanmayan, sudan geçirilmeyen tabaklarda katılaşan yemek kalıntıları gibi…

3- YİYECEKLER
Yiyeceklere gelirsek, maalesef antibiyotikli ve hormonlu yemeye alıştık. Bu gereksiz büyüme hormonlarından dolayı artık kızlar 10 yaşında adet görmeye başladılar. Erkek çocukların göğüsleri çıkmaya başladı. Ne yersek O’yuz. Tadı tuzu olmayan ama rahat elde ettiğimiz yiyecekler bizi de aynı ruh ve beden haline taşıyor: Fiziksel olarak konforlu ancak içsel olarak tatsız tuzsuz.

Ambalajlı yiyecekler koruyucular, renklendiriciler, tatlandırıcılarla dolu.

Lifsiz yiyecekler, beyazlar (un, şeker, tuz) ve hayvansal proteinler (et, süt ürünleri) vücudumuzdan çok zor atılıyor. Vücuda yük bindiren yaptığımız diğer bir yanlış da protein ile karbonhidratı bir arada tüketmek. Hem çok büyük ağırlık yapıyor hem de sindirimi çok uzun sürüyor.

Şeker başlı başına bağımlılık yaratan bir madde. Yedikçe yiyesi geliyor insanın.

4- İLAÇLAR

Kullanılan ilaçlar kimyasal ve vücut bunların tamamını atamıyor.

5- EGZERSİZ

Hareketsizlik çağımızın en kötü alışkanlıklarından. Artık her şeyi yaptırıyoruz, yapmıyoruz. Günlük hayattaki hareketi kaybettik. İşyerlerimizde yan masamıza e-mail atıyoruz. Genellikle oturduğumuz yerden kalkmamıza gerek bırakmayan bir yaşam yaşamaya başladık. Bu yüzden hareket etmek için özellikle spor salonuna gitmek gerekiyor. Ancak, parasını ödememize rağmen yine de gitmiyoruz.

6- KİŞİSEL BAKIM ÜRÜNLERİ
Kişisel bakım ürünleri (şampuan, diş macunu, makyaj malzemeleri, traş kremleri, nemlendiriciler, vücut kremleri vs.) kimyasallar içeriyorlar ve bunlar cildimizdeki porlardan %60 oranında kana karışıyorlar. Bu da yıllar içinde toksik bir birikim yaratıyor.

7- EV BAKIM ÜRÜNLERİ
Deterjanlar, ev temizlik malzemeleri bunlar hep kimyasallarla dolu. Ev temizlik ürünleri dokunma ve koklama yoluyla yine vücudumuza nüfuz ediyor. Yıkanan bulaşıklardan bu kimyasal artıkları azar azar yiyoruz içiyoruz.

8- STRES

Günümüzde her an stres yaratacak durumlarla karşı karşıyayız. Stresli olduğunuzda vücut kasılır kalır ve atması gerekenleri atamaz tutar.

9- ELEKTROMANYETİK DALGALAR
Cep telefonları, bilgisayarlar, baz istasyonlarının ve diğer tüm elektrikli aletlerin yaydığı dalgaların etkisi altındayız görmesek de. Bir alışveriş merkezine gittiğinizde enerjinizin hemen tükendiğini hissedersiniz. Sebep bu dalgalardır. Bizim biyoenerji alanımıza girerek enerjimizin ve konsantrasyonumuzun düşmesine, uykusuzluğa ve strese sebep olurlar.

10- SİGARA, ALKOL, KAHVE, ÇAY
Bunların zararları zaten belli!

Neden Detoks?

Tüm bu toksin yaratan faktörler 50 yıl önce yoktu. Vücut, modernleşmenin getirdiği yüklerle boğuşmak durumunda kalıyor. Ancak, bu vücudun kendi doğal mekanizmalarıyla yapabileceğinden çok daha fazla bir yük. İşte bu sebeple ekstra bir detoks programına ihtiyaç duyuluyor. Bir detoks programında tüm bu noktalardan toksin girişini engelleyecek veya azaltacak çözümler var.

Detokstan Sonra Neler Olur?

Bir detoks programının en önemli amacı vücudunuzu toksinlerden temizleyerek enerjinizi yükseltmek ve beden-zihin-ruh üçlemesini en yüksek verimde kullanabilmenizi sağlamaktır. Bununla birlikte gelişen faydalar da şöyledir.


  • En başta vücudunuzun      performansını düşüren toksinler temizlenir.

  • Enerjiniz yükselir.

  • Kilo verilir. 7 günlük bir      programda genel ortalamada kadınlar 4-6 kg, erkekler ise 6-12 kg arası      verebilirler. Tabii ki verilecek kilo yaş, metabolizma, bulunulan kilo,      genetik gibi faktörlere de bağlıdır.

  • Uyku düzeni dengelenir. Sabah      daha erken, dinç ve kolayca kalkılabilir.

  • Kan temizlenir.

  • Kalınbağırsaklar büyük ölçüde      temizlenir. Dolayısı ile kabızlık, gaz, şişkinlik gibi sorunlar iyileşmeye      başlar.

  • Cilt güzelleşir, parlar.

  • Gözümüzün beyazı daha beyazlar,      daha canlı bakar.

  • Vücut şekillenir.

  • Gençleşilir, yaşlanma yavaşlar.

  • Güçlü bir fizik yapınız      olduğunu hissetmeye başlarsınız.

  • Vücudunuz esner. Eklemlerin      arasında birikmiş kristalize kalıntılar temizlenir.

  • Sindirim daha rahatlar.

  • Daha atik ve hareketli      olursunuz

  • Kolesterol sorununuz varsa      dengelenir.

  • Farkındalık, algılama ve      duyarlılık artar.

  • Zihin berraklaşır.

Bağışıklık sistemi güçlenir

thelifeco

bÜTÜN BUNLARI BİR UZMANLA YAPMAK İSTEMEZMİSİNİZ.. BU KİM Mİ?MİREY YUHAY TABİ Kİ...


MİREY YUHAY KİMDİR ? Mirey Yuhay 25 Ağustos 1971’de İstanbul’da doğdu. İstanbul Üniversitesi’nde Ekonomi öğrenimi gördükten sonra 1 sene  Amerika’nın Ivy League okullarından University of Pennsylvania’da çeşitli sertifika programlarına katıldı.  10 sene uluslararası ortaklı reklam ajanslarında (Pars McCann, Ogilvy&Mather, Güzel Sanatlar&Saatchi  vb.) Müşteri İlişkileri departmanlarında görev yaptıktan sonra 3 sene Turkcell’de Pazarlama İletişimi alanında Serdar Erener’in Alametifarika ajansı ile birlikte reklam çalışmalarında görev aldı.  Bunun yanı sıra 2000 yılından itibaren kişisel gelişim ve  quantum enerji çalışmaları ile ilgili çeşitli eğitimler aldı ve araştırmalarda bulundu; NLP, bioenerji, co-active coaching, transformal nefes vb. Daha sonra bu kişisel gelişim yolculuğunda 2006 yılında The LifeCo ile tanıştı. Amerika’da  West Palm Beach Florida’da Hippocrates Health Institute’de çiğ beslenme üzerine kurulu Life Change programına katılarak eğitimini almıştır.   The LifeCo’nun önerdiği yaşam reçetesi ile 50 kg verip Bodrum’a yerleşerek Bodrum The LifeCo’nun Sağlıklı Yaşam ve Arınma Danışmanı olarak 6 senedir görev yapmaktadır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder